canım..
Konuşamayınca yazmak istedim. Ne yazacağımı da bilmiyorum gerçi. Öyle başladım işte yazmaya. Hiç düzeltmeden yazmaya çalışayım bakalım nasıl bir şey çıkacak. Monolog gibi ama karşımda sen varmışsın gibi düşünüyorum. Türkçe bir radyo açtım, salak ve geçici pop şarkılar çalıyor, salaklar ama arada cümleler dikkatimi çekiyor, mesela birisi sensiz karaya vurdum sanki diyor. Yorgunum ve uykum var ama uyuyamıyorum. O yüzden yeşil çay yaptım belki yardım eder diye. :) Ama pek işe yarıyor gibi görünmüyor. Belki üşenmeyip spor yapsam iyice yorgun düşüp uyuyakalırım aslında ama niyeyse üşeniyorum. Bugün akşam yemek yemedim. Aç değildim. Canım istemedi. Kendime pek iyi bakamıyorum sanırım. 7'ye doğru çıktım bugün, 7 gibi eve geldim, öyle olunca niyeyse bişeyler yapasım gelmedi. Bir kaç teknik bişeyler öğreten video izleyeyim dedim ama tam aradığım gibi bişey bulamadım..
Öyle yazıyorum ama aralarda sölemek istediğim şeyler var, mesela dünya benim etrafımda dönüyormuş gibi oldu bir süredir farkındayım, ama aslında senin benim yanımda olduğun kadar ben de senin yanında olmak istiyorum, aslında yanındayım da daha çok hissettirebilmek istiyorum. isterdim yani. Bazen beynim uyuşmuş gibi oluyor, kafam çok karışıyor. Ne düşündüğümü ne hissettiğimi çözemiyorum. Hani sorsa biri anlatamıyorum. Çok garip kendimi ifade edemiyorum resmen. Bugün biraz eski fotoğraflara baktım Itır,Başak,Arda ve Anıl'ın olduğu, denk geldi yani. Sonra şey düşündüm o zaman ne düşünüyodum ne hissediyodum şimdi nerdeyim, şimdiden o zamanki halime bakınca mesela her şey daha net, keşke insanın kendisini anlaması için zaman geçmesi gerekmese.
En çok üzüldüğüm hatta belki sürekli olarak tek üzüldüğüm şey senden uzak olduğum. Hani ama içimde korku yok biliyor musun. Bu güzel bir şey. Umarım senin de yoktur. Uzak kalmak hiç istemiyorum ama bir şekilde sabretmemiz gerekiyor galiba. Mantıklı düşünmeyi çok başaramadığım için genelde yokmuş gibi davranıyorum bazı canımı sıkan şeyler, davranamayınca öyle bir patlıyorum falan saçmalıyorum muhtemelen ara ara ama. En azından bu hafta ağlama krizleri yok. Yani inşallah. Zaman hem yavaş hem hızlı geçiyor. Geleli sanki çok uzun zaman olmuş çok uzak kalmışım senden gibi geliyor mesela. Sonra bakıyorum aslında (neredeyse) 3 ay olmuş, mesela yeni bir işe, yeni bir eve, yeni bir şehre alışmak için kısa bir süre aslında.. İşte hem uzuuun, hem de kısa...
Bugün Chris sorunca seni, biraz kötü oldum aslında, "So where is your boyfriend, we know that he is not in your flat (laughs), in Scotland?" dedi. Böyle dedi çünkü evdeki böcek mevzusundan dolayı yalnız yaşadığımı biliyor. Erkek arkadaş mevzusunu kimden duydu nerden aklına geldi onu da anlamadım ama, belki telefonumun ekranını görmüştür, işte anlattığım gibi asıl noktası şeydi, yalnız geldiğime çok ihtimal vermemiş o yüzden seni buralarda diye düşünmüş. Yok dedim Türkiye'de. Çok güzel anlattım işte burada iş bakıyor dedim, haa şimdi anladım planı dedi, niye burda aramadığını sordu, şu an çalışıyor mu dedi, dedim evet çalışıyor, o da hemen dedi tabi iş bulmadan iş bırakmak riskli falan dedi, dedim evet, ama B planımız da var falan filan.. İşte biraz korkak kırılgan savunmasızım güçsüzüm insanların gözünde, aslında öyleyim değil mi zaten? Kanadım kırık çünkü. Çünkü sen yoksun. Sen olmayınca sokaklar boş, şarkılar tekdüze, güneş bulutların ardında, sen olmayınca ben yarımım. Ne şanslıyım ki diğer yarımın nerede olduğunu biliyorum. Bu hayatta bir "diğer yarım" var. Keşke birlikte olsak. Seni çok özledim. Seni daha 2 ay göremeyeceğimi düşündükçe gözlerim doluyor. Türkiye'ye gelirken 5 aydır burada olmuş olacağım. Garip geliyor. Gelirken bu kadar uzun süre yalnız kalacağımla yüzleşmiş miydim bilmiyorum. Yüzleşmemiştim galiba. Yüzleşsem sen giderken öyle ağlamazdım herhalde dünya başıma yıkılmış gibi. Gerçi yıkılmadı mı sanki?.. Trende de çok ağladım, yarım saatlik tren bitmek bilmedi. Tuvalete gittim yüzümü yıkadım. Biriyle göz göze geldim bana üzüldü. Kim bilir ne düşündü.
Arafta kalmak istemiyorum.. Seninle birlikte olmak istiyorum.. Sen yokken araftayım resmen, ne varım ne yokum, ne iyiyim ne kötüyüm, ne yaptığımı bilmiyorum. Seni çok özledim. Hep seni düşünüyorum. Seni düşünmeden hiçbir günüm geçmiyor.. Şimdi bir süper gücüm olsa galiba isterdim geleceği görmeyi, bir soru hakkım olsa da yeter galiba, tek istediğim seni benle, beni senle görmek.. Birisi mi demişti, bi yerde mi okumuştum, zaman "niye geldim"le "iyi ki geldim"ler arasında gidip gelirken geçiyormuş böyle taşınınca.. Hakkaten de öyle oluyor, bazen dakikalar bazen saatler bazen günler sürüyor birinden diğerine geçmek, ama senden uzakta olduğum bir yere nasıl gönül rahatlığıyla iyi ki geldim diyebilirim bilmiyorum açıkçası...
Seni çok özledim, o duygulandıran notaları yan yana getirenlere lanet olsun.
Değiyor mu değecek mi bu kadar üzüldüğüme/üzüldüğümüze...?
Seni çok özledim.
Seni çok özledim.
Çok.
Özledim.
Yorumlar