agresif kişiliğim

Yarın İstanbul'a gidiyorum lostehanu ve Mg ile beraber, erasmustan tanıştığımız arkadaşlarımızla görüşmeye, İstanbul ile hasret gidermeye, kafa dağıtmaya, biraz da eğlenmeye. Gerçekten iple çekiyorum yarınki otobüsü. İçime baktım, kararlar aldım, bakmayın böyle genel konuştuğuma hepsi phantasmagoria in two ile ilgililer tabi ki. Sakinleşmeye çalışıyorum işte, zorla da olsa, yavaş yavaş da olsa sanırım işe yarıyor biraz, bi de aptal arkadaşları olmasa.

Sinirimi kontrol etmekte zorlanıyorum, bilen bilir. Ciddi anlamda şiddete meyilli bi yapım var ya bunu kabullenmek çok zor ama öyle cidden. Dün bi partiye gittik kafamız dağılsın, erasmusu analım da işte ne kadar zaman oldu eğleniriz bıt bıt diye, bu gerizekalı geldi zaten sıçık bünyemin bi kere daha ağzına sıçtı. Dur dedim durmadı, yapma dedim anlamadı, bir dedim iki dedim artık üçüncü de kendimi kaybettim. Bi insan karşısındakinin üzüldüğünü göre göre eski sevgili şakaları yapmamalı ya, bi insan bu kadar şuursuz olmamalı, arkadaş olucaz sözde bi de. Düşünüyorum da yaptıklarına şaka bile denemez aslında. Saf mallık. Neticede hazırlıksız bi şekilde terkedilmişim, hani bu içime öyle bir oturmuş ki, darbe alan egom bir yana, kaybettiğim insanı özlemekten, beklemekten ve onun için ümit beslemekten helak olmuşum, partide bangır bangır müziğin ve onca kalabalığın arasında bile -böyle davranan bir insan olmaktan nefret ede ede- hüngür hüngür ağlamışım, insanlar tonight I'll be your naughty girl işveleriyle etraf kesip dansederken, ortada gözlerinden yaşlar süzülen, bir yandan da kazık gibi durmamaya çalışan bir gerizekalı: ben.

Neticede, yeter sus artık diye bi tane patlattım. Haketmişti bence. Bu kadar damarıma basıp üstüme gelmeseydi. Biraz halden anlasaydı.

Gene olsa gene yaparım pişman değilim valla ay bak sinirlendim şimdi yine. İstanbul'a gideyim ben.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sol Baştan Say

Domates Biber Patlıcan

özgüven ve başkasının yerine utanmak