Kayıtlar

Eylül, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

fazlalık.

ben yoksam ve mutlu mesut devam edilebiliyorsa yola, tüm olan biten arkada bırakılmışsa ve kimseyi üzmüyorsa, her şey kaldığı yerden devam edebiliyor hatta ve hatta üstüne yenileri, güzelleri eklenebiliyorsa, herkes, ama herkes bir arada oturup kahkahalar atabiliyorsa ve benim için masaya konmuş bir tabak yoksa, yerim doldurulabiliyorsa, eden bulmuyor, kötülere bir şey olmuyor, ve ben aynı hissi hala içimde taşıyorsam, fazlalık değil de neyim?

selam söyle.

Ne zaman üzerime aynı adidas montu giysem ve tunalı'ya gitsem, uzun boylu çocuk'un abisiyle karşılaşırım ben. Çağırıyo muyum nedir anlamadım bu tesadüfleri. Uzun boylu çocuk'tan çok gördüm zaten kendisini ayrıldık ayrılalı.  Neyse onunla ayaküstü sohbet hep çok tatlıdır çünkü kendisi çok tatlıdır, garip olan 4 seneni beraber geçirdiğin, beraber büyüdüğün, bugün seni sen yapan bir çok şeyi sana katmış olan insan için, "tamam görüşürüz, uzun boylu çocuk'a selam söyle" demek, diyebilmek. Selam.

paramparça.

Yine kalmış 2-3 dakikam, yine beni bu sandalyeye yapıştırmışlar. Yine giyip çıkarmışım ve hiçbirini beğenmemişim, en son üzerimde kalana amenna demiş oturuyorum ve, yine çayın dibini bırakmışım. Dün geceden aldığım ufak tefek kararlara üşenmişim, yine kafamı bir şeye takmış somurtuyorum. Ben yine haksızlık mı desem bahtsızlık mı, oralarda bir yerlerdeyim, kendimi anlatamamanın, karşıdakini anlayamamanın sıkıntısı içimde. Bazen hakkaten ne desem boş, tarih-tekerrür ikilisiyle anlaşamıyorum.

evet.

people change. feelings change. it doesn't mean that the love once shared wasn't true and real. It simply just means that sometimes when people grow, they grow apart.