arkadaşıma mektup.

Buraya geldiğimden beri ilk defa yazıyorum. Belli ki hala düşüncelerimi toparlamakta zorlanıyorum. Bunu buraya bırakmak istedim. Bir gün geriye dönüp baktığımda bu günü hatırlamak istiyorum. Belki de bunları kendime söylemek istiyorum..


Merhaba canım,

Sana bunları daha once yazacaktım aslında, aslında nişandan önce yazıp nişanda vermeyi düşünmüştüm ama bir şekilde yazamadım. Şimdiye kısmetmiş. Şimdi yazmaya çalışacağım. Ne kadar başarılı olabilirim aklımdan geçenleri yazmakta bilmiyorum.

Seni o kadar uzun zamandır tanıyorum ki, sen benim için mesafelerin ve zamanın yenemeyeceği bir arkadaşsın. Dostsun. Araya zaman girdiği de oldu, mesafenin de. Belki hiç farkında değildin ama en zor zamanlarımda aslında hep yanımdaydın. Bilmem hatırlıyor musun ama bana hep “senin yapamayacağın şey yok” derdin. Bu tabiki doğru değil, ama bunu niye söylediğini biliyorum. Çünkü bana inanıyordun. Belki de benim kendimde inandığımdan da çok üstelik.. Zor zamanlarımda bu sözün hep aklıma geldi ve bana güç verdi biliyor musun? Üniversitede zorlandığımda, erkek arkadaşımdan ayrıldığında, ailemde problemler olduğunda, kendime inanmadığım ve başarısız olduğumu düşündüğüm zamanlarda. Kendimi Yenimahalle'de metroya yürür ve muhtemelen şimdi hiç önemli bulmayacağım ama hatırlamadığım bir şeye ağlarken hatırlıyorum, ve birden aklıma bilmem kaç yıl once söylediklerin gelmişti. Kafamı kaldırıp gülümsedim.

Buraya taşınma olayları ilk başladığında ödüm koptu. Hem istedim, hem ödüm koptu. O zamanlarda işte hep aklımda bir arkaplan sesi senin sözlerini tekrar etti. Daha önce çok kere olduğu gibi. Bana güç verdi.  Her zaman olduğu gibi. Şimdi burada olduğumdan dolayı üzüldüğüm bir şey varsa o da mutsuz olduğun, mutlu olduğun zamanlarda yanında olamayışımdır. Buna emin olabilirsin. Belki yansıtamıyorum ama bunun aklımdan çıkmadığını bil isterim.

Sonra düşündüm ve acaba o da benim ona ne kadar inandığımı biliyor mudur benim bildiğim gibi dedim kendi kendime. Dedim ki amie söyledin mi açık açık bu hislerini hiç? Emin olamadım. Sonra sana bunları söylemeye karar vermiştim. Ancak yazabiliyorum. Bil ki şu hayatta senin başaramayacağın şey yok. Aynı senin bana söylediğin gibi. Dara düştüğünde, bazen elindekiler sana yetmediğinde ve çaresiz hissettiğinde umarım aklına gelir bir yerlerde ektiğin dostlarının sana ne kadar inandığı ve güvendiği, kalkıp devam edersin kaldığın yerden.

Hayat ne garip değil mi, saçlarını iki yandan bağlayan ya da kısacık kestirip jöle süren iki çocukken, kendimizi genç kız olarak buluverdik, aşık olduk, hayaller kurduk, ağladık, güldük, gitar çaldık, şarkılar söyledik, kendimize güzel bir dünya kurduk. Şimdi de hala küçük geliyorum ben kendime ama, büyüdük. Şimdi sen evleniyorsun. Senin için çok mutluyum. Mutluluğu sonsuza kadar hakettiğine inanıyorum, ve biliyorum ki çok mutlu olacaksın. Hiçbir şey seni yıldırmasın. Sen cebinde bir notu günü gelir de veririm diye yıllarca saklayacak kadar sabırlı, sonra da sahibine iletip istediğini alacak kadar kararlı bir insansın. Sen herkesin doğru dediğine hayır benim doğrum bu değil deyip kafa tutacak, ve üzerine gidip herkesi yenecek kadar güçlü bir insansın. Bunları hiç unutma. Benim güzel arkadaşım, seninle büyüdüğüm için çok şanslıyım. Sen benim anılarımın demirtaşlarından birisin. 

Hep gül.

Çok mutlu olun.

Seni seviyorum ve uzakta olsam da aslında yanındayım, bunu bil.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sol Baştan Say

Domates Biber Patlıcan

özgüven ve başkasının yerine utanmak