Ezel.

Geçenlerde phantasmagoria in two'nun doğumgünü bahanesiyle bir araya geldik evinde, kalabalık bir grup olarak. Öncü grup olarak erken gittiğimizden diğerlerinin gelmesini beklerken önce biraz oyun oynamamı seyrettirdim insanlarlara zorla, sanırım ilk defa bu FPS tipi oyunlardan cesaret edip de oynayabildim, stres oluyorum da. Sonra çok acıktık yemek söyledik, yemeğimizi beklerken bozkan "Ulan herkes pıtır pıtır Ezel fanı oluyo Facebook'ta, ne lan bu Ezel?" dedi. Demiş bulundu ya da. Çünkü sonra biz bi 10 kişi kadar (sonradan gelenlerin de eklenmesiyle) insan gaza gelip kendimizi bilgisayarın başında Diziport'tan Ezel izler halde bulduk. Klasik olarak Kenan İmirzalıoğlu yakışıklı mı polemiğine girdik. Polemiğe girdik çünkü bence yakışıklı değildi. Bir tane bile insan bulamadım benle aynı görüşte. Susup Kenan İmirzalıoğlu'nun yakışıklı olduğunu kabul etmeye karar verdim. Diziyi pek beğenmedim gibi geldi bittiğinde ama beğenmesem 90 dakikalık diziyi niye izleyeyim değil mi kandırıyorum burda şimdi kendimi. Zaten sonraki hafta içinde vakit buldukça diğer yayınlanmış bölümlerini de cup cup mideye indirdim. Ha Facebook'ta Ezel fanı oldum mu, yok. Ama topluca Ezel izliyoruz artık, pençesindeyiz. Kenan İmirzalıoğlu da, eh işte (!) fena değil hani.

--Adınız ne?
--Benim adım.. Benim adım Ezel! (yueeaaa yürü beaa!)

Yorumlar

- dedi ki…
ezel adlı güzide diziyi, sen de seviyosun işte. kenan da ne kadar inkar etsen de çok yakışıklı, artık bunu kabullen.
pazartesi saat 8 oldu mu, aç showu, bak keyfine.
amie dedi ki…
Resmen mahalle baskısı var üzerimde Kenan'ı beğeneyim diye!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sol Baştan Say

Domates Biber Patlıcan

özgüven ve başkasının yerine utanmak