zaman beklemez ki
Sakinim, değilim. Bilmiyorum nasılım. Bilmiyorum nerdesin, ve bilmiyorum ne isterdin. Varlığın o kadar sakinleştirici ama bir o kadar da kafa karıştırıcı ki. Dönüp, öylesine, hiçbir şey düşünmeden bakarken sen benim aklımdan geçenler, o anda naptığımı bilmezken o sandalyeden kalkıp çok başka yerlere gitmem, şimdiyse gözümün yaşlarla dolması neden, bilmem. Ne isterim, yetecek olan nedir, bencil miyim değil miyim, bunları da bilmiyorum. Bir belirsizlik var ama merak değil beni delirten şimdi. Belki belirsizliğin sonunda olumsuz ihtimallerin kucak açmış bekliyo olmasıdır. Çokçalar ve kocamanlar, içimi sıkıyo bu, kalbimi alıp kocaman zalim bi el, paramparça ediyo. Korkutucu bu kadar çok sevilmek, tahmin edebiliyorum, korkutucu olduğu kadar zararlı da zaten bünyeye bu kadar çok sevmek, merak etme.
Şimdi, bu kadar canım sıkkınken, yok yere bu kadar sıkmışken ben kendimi, hiçbişey yapmasan, sadece burda olsan, yanında olsam işte, öyle dursan, ne düşündüğümden, hissettiğimden habersiz öylesine dikip gözlerini baksan, içimden bir şeyler kopup gitse, belki anlatmama bile gerek kalmadan dilime gelen sözcükleri, anlık da olsa, rahatlasam, mutlu olsam.
Daha büyüklerini yazamıyorum, yazamam. Elim varmıyo yazmaya. Haddini aşmak falan gibi geliyo. Böyle bir durumda nasıl yazayım ki, nasıl bahsedeyim neyin bana ne hissettirdiğinden, neyini nasıl gördüğümden, neyinden nasıl etkilendiğimden..
O kadar boş, o kadar anlamsız.
Yorumlar